27.10.2012

Tipitip'e...


O'nu ilk gördüğüm an kanlar içindeydi, annem çığlıklar atıyordu. Bişeye benzetememiştim. Sonra bir telaş... Eldiven taktılar ellerine yatırdılar. Ben o eldivenleri açıp parmak aralarındaki pamukçukları temizliyordum. Ne zaman büyüdün ne zaman oyun arkadaşım oldun hatırlamıyorum. Sanki o dönem hafızamdan silinmiş. Sadece elleri aklımda kalmış.

Küçük donların vardı. Yarısı küçük kıçının arasına girerdi. Hoşuma giderdi o görüntün, komikti.
Saçların kız gibiydi kıvır kıvır. Seni severdim ama çok kıskanırdım. Şeftali püresi yapardı annem ve ben çok severdim. Sana yedirirken içim giderdi. Ama annemin aklına banada bir kase yapmak gelmezdi. Bir de cicibebeli sütün var dı ki biberorununda.
-Hey! tavanda ne var bak!
-Hooop! Elinden kapardım. İçerdim içerdim, birazda yere döker eline verirdim.
-Anneeeee!!!! Yere döktüüüüüü!!!!

Çok severdim cicibebeli sütü ama annemin  yine aklına bana da yapmak gelmezdi...

Çok güzel gülerdin ve çok güzel bakardın. Yanakların vardı tombiş tombiş.
Çok severdim ve çok kıskanırdım. Pazardan annem sana şu plastik sopa ucunda kelebek , bişey olan oyuncakdan alırdı ilk ben oynardım seni ağlata ağlata... Sürerdim sürerdim sert sert sonra kırılırdı...
Sen ağlardın. Ben pişman olurdum.

Genelde çok didişmezdik. Değişik oyunlar uydururduk. Ranza üstü, altı, masa altı kuytu köşeler...
İbiş vardı birde Fatoş kuklalarımız. Ne çok konuşturduk onları karşılıklı.

Üzerinde bir bahçevan başından hiç çıkartmadığın şapkan...
Bir defasında yolda uçup gitmişti de bir şapkan ona çok üzülmüştün. İnan bende...

Annemin pudingten yaptığı püsküğütlü pasta ne kadarda mutlu ederdi bizi. Donmasını bekleyemeden dolabı açıp kapatıp parmaklardık. O donma süresi ne kadarda uzun gelirdi bize. Ya tencere dibinde kalan pudingler...

 Fruko gazoz ve Coca cola ile yaptığımız gurugurular... Asidini kaçırana kadar gurlar dururduk.
İkimize birden alınan şeyi önce ben bitirip sonra seninkine dadanırdım.
-Ama sen yedinnnnnn...
Sonra yalvar yakar paylaşırdın.
Harçlığıda önce ben bitirirdim sende hep para olurdu ben yine sana yalvar yakar...

Lastik çok oynanırdı o zamanlar. Şimdi oynanıyor mu sahi okullarda?
2 sandalyeye lastiği geçirir hopla babam zıpla babam... Ben çok iyi oynardım eh sende bir erkeğe göre iyi sayılırdın.


Bir de AKÜLÜ ARABA sevdan...
Birkere babam söz vermişti almadı da öyle kaldı. Ama goca adam oldun halaa içinde kalmıştır biliyorum.

Yumurta yerdik sabahları içini çabuk bitirir, kabuğunu boyar surat yapardık. En gelişmişi yünden saçlı olanıydı.

Dans etmeyi çok severdik.
EVRİYBADİYDENSNAV!!! Koltukların üzerinden altlar. Artistik hareketler yapmaya çalışırdık.

Ne çok bisiklete bindik ne çok sek sek oynadık seninle. Sek sekde düz-küçük-hafif taş makuldü değil mi? Öğretmencilik oynardık, ders anlatırdık birbirimize cetveli elimize alıp.

İlkokula başladığın günü hatırlıyorum. Çok heyecanlıydın. Bende... İlk vesikalık fotoğrafın çok trajikti. Mikrop kapmıştın. Yüzünde kocaman sivilceler çıkmıştı ve saçlarını bana taratmıştın.

Saçlarını hep bana taratırdın okula gitmeden. Çok güzel saç yaptığımı düşünürdün buna beni de inandırmıştın. Fakat seni maymuna çevirirmişim haberin yok. Ama bile bile yapmazdım. Güzel görünmeni bende isterdim.

Her çizgi filmde karakter seçerdik. Ben bu olacam sen şu olacan. Ninja kaplumbağalarda ben turuncu sen kırmızı; Susam Sokağında, ben Edi sen Büdü; Tusubasa vardı bide ama hangimiz hangiydik hatırlayamadım :)

not:
  • Raphael (Türkçe: Rafael): Takımın kötü çocuğudur. Saldırgan ve hırçın bir doğaya sahiptir. Çift sai kullanılır ve kırmızı bir bandaj takar. Çizgi filmin yaratıcıları Raphael adını Raphael Sanzio'dan esinlenmişlerdir.
  • Michelangelo (Türkçe: Mikalenjelo): Takımın en komik ve en haylaz üyesidir. Uysal ve komik bir yapıya sahiptir. Çift nunçaku kullanır ve turuncu bir bandaj takar. Aynı zamanda takımın en obur üyesidir. Çizgi filmin yaratıcıları Michelangelo adını Michelangelo Buonarroti'den esinlenmişlerdir.




  • KARDEŞ:
    *Aynı anne babadan gelen, 1. dereceden akraba.
    *Hayatta sahip olunabilecek en güzel şey.
    *Dizlerindeki, yüzlerindeki ve yüreklerindeki yaraların kaynaklarını bildiğimiz, her anlamda bağlarımızın en güçlü olduğu, kendimizi olduğumuz gibi ortaya koymaktan çekinmedigimiz canparçası...
    *Çocukluk hayallerimin başrol oyuncusu...
    *Büyüdüğüne inanamadığım adam...
    *Eşşek gibi olsakta birbirimize küstüğümüz, didiştiğimiz, kudurduğumuz ama yinede kıyamadığız insan evladı :)
    *Belki kızar, belki elinde olmadan üzer ama sizi herkesden daha çok sever...
    *Birilerinin sizde oluşturduğu yıkıntıları onarmaya çalışır gücü yettiğince…
    *Kimse için yapmadığı şeyleri yapar, sizin küçücük mutluluğunuz için…

    İyi ki varsın!
    Canım kardeşim ......seni Çok seviyorum